İnternet sitemizde çerez (cookie) kullanılmaktadır. Çerezler (cookie) hakkında detaylı bilgi için Çerez Politikası'nı inceleyiniz. Devam etmeniz halinde çerez (cookie) kullanımına izin verdiğinizi kabul edeceğiz. Çerez ayarlarınızı değiştirmeniz halinde internet sitesinin birtakım özelliklerini kullanamayabileceğinizi belirtmek isteriz.

Meme kanserinin nedenleri nelerdir?

Meme kanserinin nedenleri nelerdir?

Kategori   Meme Kanseri   | 1.04.2013

Meme kanserinin nedenleri tam olarak bilinmemekle birlikte hastalıkla ilişkili olduğu bilinen risk faktörleri vardır. Risk faktörlerinin hastalığa yatkınlığı arttırması kişiden kişiye farklılık göstermektedir. Farklı kanser tiplerinin farklı risk faktörleri vardır. Risk faktörlerinin bazıları kişinin kendisi tarafından değiştirilebilirken, bazıları da değiştirilememektedir.


Alkol alma gibi bazı risk faktörleri ortadan kaldırılabilmekte, fakat; yaş ve ailesel yatkınlık gibi bazı risk faktörleri de değiştirilememektedir. Bütün kadınlar meme kanseri riskini taşımakla birlikte aşağıda belirtilen bazı faktörler bu riski arttırmaktadır.

 

Değiştirilemeyen risk faktörleri

 

Cinsiyet: Kadınlar, meme kanseri için daha büyük risk taşırlar. Erkeklerde meme kanseri seyrek görülmektedir.

 

Yaş: Meme kanseri riski kadınlarda yaşla değişmekte ve ileri yaşta risk belirgin artmaktadır. Bu artış 40 yaşından sonra belirgindir.

 

Kalıtsal risk faktörleri: Meme kanserlerinin yaklaşık % 5-10’ u, bazı genlerdeki değişikliklere (mutasyon) bağlıdır. Yapılan çalışmalarda bu gruptaki hastaların birçoğunda BRCA1 ve BRCA2 genlerinde değişiklikler saptanmıştır. Eğer, her iki ebeveynden kalıtsal olarak kadına bu gen değişiklikleri geçmişse, meme kanseri riski daha yüksek olmaktadır. Bu genlerdeki kalıtsal değişiklikleri olan kadınların yaklaşık % 50-60’ ında meme kanseri gelişmektedir.

 

Aile hikayesi: Meme kanseri riski, yakın akrabalarında meme kanseri hikayesi olan genç kadınlarda artmaktadır. Bu risk artışı özellikle ailesinde 40 yaşın altında meme kanserli kişi bulunan kadınlarda daha belirgindir. Ailenin hem anne hem de baba tarafında meme kanseri hikayesinin her ikisiyle bu ilişki vardır. Anne, kız kardeş veya teyzede meme kanseri olan kadınlarda, bu risk iki katına çıkmaktadır.

 

Kişide daha önceden meme kanseri hikayesi: Daha önceden bir göğsünde meme kanseri hikayesi olan kadınların diğer göğüslerinde de yeni bir meme kanseri gelişmesi riski yüksektir. Bu, ilk kanserin nüks etmesinden farklı bir durumdur.

 

Irk: Beyaz ırk kadınları, zencilere göre bu hastalığa daha yatkındır. Asya ve İspanyol ırkın kadınlarında meme kanseri gelişme riski, diğerlerine göre daha düşüktür.

 

Meme biyopsisi hikayesi: Bazı anormal biyopsi sonuçları, meme kanseri riskini hafifçe arttırmaktadır.

 

Işın tedavisi hikayesi: Daha önceden göğüs duvarına çeşitli nedenlerle ışın tedavisi alan genç kadın ve çocuklarda meme kanseri riski belirgin derecede artmaktadır.

 

Adet süresi: 12 yaşından önce adet görmeye başlayanlarda ve adeti 50 yaşından sonra kesilenlerde meme kanseri riskinde küçük bir artış olmaktadır. Benzer risk, hiç doğum yapmayan kadınlarda veya ilk çocuğunu 30 yaşından sonra yapanlarda görülmektedir.

 

Değiştirilebilir risk faktörleri

 

Doğum kontrol hapları: Meme kanseri ve doğum kontrol haplarının kullanılması arasındaki bağlantının saptanması ile ilişkili olarak çok sayıda araştırma yapılmıştır. Başlangıçta doğum kontrol haplarını halen kullanan veya geçmişte kullanan kadınlarda, meme kanseri riskinin riskinde hafif bir artış olduğu gözlenmiştir. Genel olarak bu riskin düşük olduğu, fakat 45 yaşından genç olan ve 5 yıldan daha fazla uzun süre doğum kontrol hapı kullanan kadınlarda daha fazla olduğu gözlenmiştir. Fakat, 35-64 yaş arasında doğum kontrol hapları kullanan 9200’ den fazla Amerikalı kadında yapılan ve yeni tamamlanan Women’ s CARE çalışmasının sonucunda meme kanseri riskinde artış olmadığı gösterilmiştir. Bu sonuç, doğum kontrol hapı kullanan kadınlar için güven verici olmuştur. Sonuç olarak bu hapların kullanılmasının getireceği yarar ve zarar hakkında doktorunuzla görüştükten sonra karar vermelisiniz.

 

Östrojen yerine koyma tedavisi (ÖYT): Bazı çalışmalarda, menopozdaki kadınlarda eksik olan östrojenin dışarıdan hastaya verilmesi ile yapılan ÖYT’ ni 10 yıldan uzun süre kullananlarda; menopoz yakınmaları azalırken meme kanseri riskinde hafif bir artış olduğunu ileri sürülmüştür. Yeni yapılan bir çalışmada; östrojen ve progestinlerin uzun süre birlikte kullanılmasının sadece östrojenlerin kullanılmasına göre meme kanseri riskini daha fazla arttırdığı bulunmuştur. Bu risk artışı; sadece yakın zamana kadar ilaç kullananlarda gözlenmektedir. ÖYT’ nin kesilmesinden 5 yıl sonra meme kanserinin gelişmesi riski normal toplum düzeyine inmektedir. Yerine koyma tedavisi, kalp hastalıkları riskinde ve kemik kırılması riskinde azalma yaparak belirgin yarar göstermektedir. Bu nedenle bu tedavinin zararı ve yararı hakkında hastanın hekimi ile değerlendirme yaptıktan sonra karar verilmesi gereklidir.

 

Emzirmek: Bazı çalışmalarda 1-2 yıl emziren kadınlarda meme kanseri gelişme riskinin azaldığı gösterilmiştir.

 

İlk Çocuğa Sahip Olunan Yaş: İlk çocuğuna 30 yaşından sonra sahip olmuş kadınlarda meme kanseri riskinin arttığı gösterilmiştir.

 

Alkol: Alkol kullanılması, meme kanseri riskini kesin olarak arttırmaktadır. Günde sadece bir kadeh alkol alan kadınlarda risk artışı çok az olmaktadır. Günde 2-5 kadeh alkol alan kadınlarda risk; alkol almayan kadınlara göre 1.5 kat artmaktadır. Eğer kişi alkol almaya devam edecekse alınan alkol miktarının düşürülmesi önerilmektedir.

 

Diyet: Aşırı kiloya sahip olunmasıyla meme kanseri gelişmesi riski arasında ilişki vardır. Bu risk özellikle menapoz sonrası kadınlarda daha belirgindir. Fakat, aşırı kilo ile meme kanseri riski arasındaki ilişki karışıktır. Örneğin meme kanseri riski; erişkinlikte aşırı kilo alan kadınlarda artarken, çocukluk çağından beri kilolu olan kadınlarda risk artışı olmamaktadır. Yeni yapılan bir çalışmada genç kızlık döneminde kilolu olanlarda meme kanseri riskinde artış olduğu ileri sürülmüştür.

 

Diyetin yağ içeriği ile meme kanseri gelişme riski arasındaki ilişkiyi araştıran çalışmalarda farklı sonuçlar alınmıştır. Amerika Birleşik Devletleri (ABD)’ nde yapılan bir çok çalışmada, diyetle alınan yağ içeriği ile meme kanseri riski arasında ilişki bulunmamıştır. Öte yandan, tipik olarak yağ içeriği düşük gıdalarla beslenen ülkelerde meme kanseri daha az oranda görülmektedir. Meme kanseri gelişme riski ile vücut ağırlığı ve yağ alınması arasındaki ilişkinin saptanması için daha çok çalışma yapılması gereklidir. Fakat; diyet ve aşırı kilonun, bir çok kanser ve kalp hastalığının gelişiminde önemli bir yere sahip olduğu unutulmamalıdır. Bu nedenle, özellikle hayvansal kaynaklı olanlar başta olmak üzere yüksek yağ içeren gıda tüketiminin azaltılması önerilmektedir.

 

Egzersiz: Egzersiz ve kanser arasındaki ilişki yeni araştırılmaya başlanmıştır. Bazı çalışmaların sonuçlarına göre, düzenli yapılan egzersizin meme kanserine karşı koruyucu olduğu gösterilmiştir. Fiziksel aktivitenin, vücutta bazı hormonların düzeylerini değiştirerek özellikle hormonla ilişkili kanserlerin görülme sıklığını azaltabileceği düşünülmektedir.

 

Vücut Kitle Endeksi: Meme kanseri riskinin azaltılması için ideal vücut ağırlığına sahip olunmalıdır. İdeal kilonuz için doktorunuza danışmalısınız.

 

Sigara İçilmesi: Sigara içilmesi ve meme kanseri arasında doğrudan ilişki bulunmamaktadır. Fakat pasif içicilerin de sigara içen gruba dahil edildiği bir çalışmada meme kanseri riskinin arttığı gösterilmiştir. Ayrıca, sigaranın diğer kanserlerin gelişimi, kalp-dolaşım sistemi ve solunum sistemi üzerine ciddi etkilerinin olduğu unutulmamalıdır.

 

Meme kanseri riskini etkilemeyen faktörler

 

Düşük yapılması: Büyük çalışmalarda, düşük yapılmasının meme kanseri riskini arttırmadığı gösterilmiştir. Aynı zamanda, düşük yapılması ve meme kanseri arasında doğrudan bir ilişki gösterilmemiştir.