İnternet sitemizde çerez (cookie) kullanılmaktadır. Çerezler (cookie) hakkında detaylı bilgi için Çerez Politikası'nı inceleyiniz. Devam etmeniz halinde çerez (cookie) kullanımına izin verdiğinizi kabul edeceğiz. Çerez ayarlarınızı değiştirmeniz halinde internet sitesinin birtakım özelliklerini kullanamayabileceğinizi belirtmek isteriz.

Sigara Hakkında

Sigara Hakkında

Kategori   Sigara   | 18.02.2016

 

Sigara bütün kanser ölümlerinin yaklaşık olarak 1/3’ üne neden olmaktadır.

 

Sigara kullanılması veya pasif içicilik; akciğer, ağız boşluğu, farenks, pankreas, karaciğer, böbrek, idrar yolları, mesane, rahim ağzı ve myeloid lösemi gibi kanserlerin görülme riskini arttırmaktadır. Ayrıca kalınbarsak kanserinin daha erken yaşlarda görülmesine neden olmaktadır. Sigara yapımında kullanılan tütün yapraklarının havadaki zararlı radyoaktif maddeleri tutması nedeni ile sigara içen insanların akciğerlerinde ve solunum yolu hücrelerinde radyoaktif madde birikimi olmaktadır. Sigara içen bir kişi her nefes alışta içindeki mini nükleer rekatöre yakıt koymaktadır. Uzun süre sigara içen insanlar, sigarayı bıraktıklarında bile bu radyoaktif maddelerin onlarca yıl süren zararlı etkileri nedeni ile solunum yolu hastalıkları ve kanserler görülebilmektedir. Fakat sigara içilmeye devam edilirse bu risk giderek artarken, sigara bırakıldığı zaman riskte azalma olur. Ne kadar erken bırakılırsa ve ne kadar erken yaşta bırakılırsa sağlık o kadar çabuk düzelir ve kanser gibi ciddi hastalık riskleri %90 engellenir.

 

Yapılan çalışmalarda sigara içmeye devam eden sigara ile ilişkili kanseri olan hastaların, tedavi sonuçlarının, sigarayı bırakan hastalara göre daha kötü olduğu gösterilmiştir. Sigaranın içinde bulunan maddelerin akciğer kanseri hücrelerinin çoğalmasını sağladığı, yaşam kalitesini olumsuz etkilediği, başka bir ikinci kanser gelişme riskini arttırdığı ile ilişkili çalışmalar giderek artmaktadır. Bu nedenle kanser tanısı konan hastaların sigara içip içmediklerinin değerlendirilmesi ve içiyorlarsa bırakmaları şiddetle tavsiye edilmelidir. Sigaranın bırakılması aynı zamanda iştah, tat duyusu, solunum sistemi üzerine olan etkileri ile de yaşam kalitesini arttırmaktadır. Bizim yaptığımız çalışmalarda da pankreas ve meme kanserli hastalarda sigara içilmesinin sonuçları olumsuz etkilediğini saptadık. Özellikle sigaranın içinde bulunan nikotinin kanser tedavisinde kullanılan kemoterapi ilaçlarının kanser hücrelerini öldürücü etkisini azalttığı gösterilmiştir. Bu nedenle kanser tanısı konmuş ve sigara içen hastaların, sigarayı bırakmak için nikotin bantlarının veya sakızlarının kullanmaması tavsiye edilmektedir. Sigarayı bırakmak için hipnoz, akapunktur, psikoterapi ve bazı depresyon ilaçlarından yararlanılması daha iyi olur.

 

Kaynaklar: Tsurutani J, Carcinogenesis 2005;26(7):1182-95. Gritz ER, Cancer Epidemiol Biomarkers Prev 2005;14(10):2287-93. Sezgin C, Scand J Gastroenterol 2005;40(12):1486-1492. Zisman AL, Arch Intern Med 2006;166(6):629-34. Dasgupta P, Proc Natl Acad Sci USA 2006;103(16):6332-7.

 

Sigara bırakıldıktan sonra kişinin bundan yarar görmesi çok hızlı olmaktadır. Bu yararları kısaca şöyle sıralayabiliriz:

 

  • Sekiz saat içinde vücutta karbonmonoksit düzeyi düşer ve oksijen düzeyleri yükselir.
  • İki gün sonra tad alma ve koku duyusunda düzelme olur, kalp ile ilgili atak riski azalır.
  • Akciğer kapasitesinin artması nedeni ile 3-4 gün içinde nefes alıp verme kolaylaşır.
  • İki hafta sonra vücutta nikotin ortadan kalkar ve kan dolaşımında düzelme görülür.
  • Üç ay içinde dolaşım ve akciğer işlevlerinde düzelme olurken fiziksel kapasitede belirgin artma görülür.
  • Dokuz ay içinde öksürük, konjesyon, yorgunluk ve nefes darlığı yakınmaları belirgin azalır.

 

Öncelikli olarak sigara içenlere birinci önerim sigarayı bırakmalarıdır.



Aşağıdaki önerilerim ise bırakamayanlara tavsiye niteliğindedir.

 

Günümüzde sigaranın kalp-damar, beyin, ve akciğer hastalığı gibi organlarda ağır hasara neden olduğu iyi bilinmektedir. Ayrıca kanserlerin en önemli nedenlerindendir. Amfizem ve süreğen bronşit gibi akciğer hastalıkları, inme, eklem kireçlenmesi, maküler bozulma, tansiyon yüksekliği ve damar tıkanıklığı gibi sorunlara neden olmaktadır. Ayrıca kişi sigara içmese bile pasif içiciyse de benzer sağlık sorunlarının görüldüğü iyi bilinmektedir. Yapılan çalışmalarda, sigara içenlerin içmeyenlere göre 7-8 yıl daha erken öldüğü saptanmıştır. Ayrıca sigara içen ve fakir olan insanların, zenginlere göre daha kısa yaşadığı da düşünülürse durum daha da vahim olmaktadır. Sigara içen ailelerin bebeklerinin idrarında sigarada bulunan maddelerin de bulunması, insanların en sevdiklerini bilmeden zehirlediğini göstermektedir. Ülkemizde ortalama insan ömrünün kısa olduğu, maalesef fakir oranının yüksek olduğu ve sigara içme oranının da yüksek olduğu göz önüne alınırsa bu durumun ne kadar acı olduğu anlaşılabilir. Fakat, insanlarımız bunu anlayamadan yitip gitmektedir. Devletimizin sigara içilmesi ile ilişkili olarak aldığı yasaklama kararlarının eğitim programları ile desteklenmesi, ailelerin bu soruna eğilmeleri bu konuda yardımcı olabilir.

 

Sigara tiryakilerinin beslenme programlarına dikkat etmeleri, antioksidan ihtiyaçlarını karşılamaları gereklidir. Fakat özellikle A vitamini gibi antioksidanların sigara içen insanlarda destekleyici ürün gibi kullanılmalarının, beklenenin aksine akciğer kanseri riskini arttırdığı daha önceden gösterilmiştir. Bu nedenle antioksidanların geliş güzel kullanılmasını önermem.

 

Yapılan çalışmalarda sigara içenlerde C vitamini eksikliği olduğu ve bunun destek ürünleri ile giderildiği gösterilmiştir. Antioksidanlar, sigara içenlerde kalp-damar hastalığı gibi ciddi hastalıkların görülme riskini azalttığı saptanmıştır. Son yıllarda üzüm çekirdeği ve yeşil çay ürünlerinin bu konuda yararı öne çıkmaktadır.

 

Sigaranın bırakılmasında nikotinin yerine konması (sakız, bant), akapunktur, hipnoz ve ilaç kullanımı yararlı olabilmektedir. Bununla bazı insanlar bu bağımlılıktan kurtulamamaktadır. Sigarayı bırakamayanlara önerilerimizi şöyle sıralayabiliriz:

 

Antioksidanlar: sigara içilmesinin neden olduğu oksidatif hasara karşı yardımcı olabilirler. Sigara içilmesi ile ortaya çıkan serbest radikallerin hücrelere verdiği hasarın giderilmesi için vücudun her gün antioksidan gibi temel besinlere ihtiyacı vardır. Antioksidanlar tek tek değil de birbirlerinin etkilerini arttırmaları nedeni ile multivitamin olarak alınmaları daha yararlıdır. Maküler hasarlanma, serbest radikallerin gözde yaptığı hasar olup, özellikle antioksidan alınması ile riski azaltılabilmektedir. C vitamini, E vitamini ve selenyum alımı yüksek olan kişilerde maküler hasarlanma gelişme riskinin %70 daha az olduğu gösterilmiştir.

 

Sigara ile kendinizi zehirlemeyin, içinizde minik bir nükleer tesis kurmayın..